İLHAN BERK hayatı ve şiirleri
1 sayfadaki 1 sayfası
İLHAN BERK hayatı ve şiirleri
İLHAN BERK hayatı ve şiirleri
1918 yilinda Manisa’da dogdu. Balikesir Necatibey Ilkögretmen Okulu’nu ve Ankara Gazi Egitim Enstitüsü Fransizca Bölümü’nü bitirdi. Bir süre ögretmenlik yapti (1945-55). Ankara’da Ziraat Bankasi Yayin Bürosu’nda çevirmen olarak çalisti (1956-1969) ve emekliye ayrildi. Kendini siire ve yazilari verdi. Baslangicindan bugüne, yazdigi siirlerle hep "günümüzün en ilginç ve en genç" sairlerinden biridir. Ilk yazilari, ilk siir kitabi Günesi Yakanlarin Selami (1935)’ni da yayimlayan Manisa Halkevi Dergisi’nde çikti. Destansi yönünün agir bastigi, adeta bir Türk Walt Whitman’i olarak adlandirildigi dönemde Istanbul 1939-47 (1947), Günaydin Yeryüzü (1952), Türkiye Sarkisi (1953) ve Köroglu (1955)’nu yayimlamisti. Sonrasi, Ikinci Yeni’den eski siirimize, kendi Atlasi’ni kurmaktan düzyazi siirlere, aforizmalarindan harfleri, nesneleri ve semtleri sevmeye dek genisleyen çok kollu bir siir irmagi.
KEÇİYOLU
Bomboş oturdum rüzgarı dinledim
(yay burcundan dönen). Irmağın
dediklerine geçtim sonra.
Geçip gidiyordum beni görmüyordu
ot yüklü bir akşam, yarım bir
ay.
Arkamdan başını kaldırıp
bakmıştı yol.
(dikenler, gri otlar)
Kocamış bir suyum ben. Bana
ormanın sesini anlat. Sesini
çayırların.
Sessizlik. Hep bu sessizlik.
Keçiyoluna çıkarın beni.
Burda ölemem.
--------------------------------------------------------------------------------
BAKMAK AŞKTIR
Kal böyle aşkım, kal böyle
Ve yalnız
Bana bak.
Bakmak aşktır.
'Soyundum işte sana yol olsun diye.'
Böyle çıplak böyle et ete
Bırak gezinsin üstünde soluğum.
Saydamdır aşk, o naif şeytan
Gözlerin, çıplak memelerin, dudakların
Böyle işte böyle gel gir yatağıma.
Ve öp sonra da
Durmadan bir daha , bir daha öp beni
Böyle uzun bir yolculuk ister aşk.
Ve çek sonra da, daha bir kendine beni
Çek ki
Bileyim benim olduğunu.
Böyle işte böyle kasık kasığa.
--------------------------------------------------------------------------------
NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM
NE BÖYLE AYRILIKLAR
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.
--------------------------------------------------------------------------------
ACININ EL YAZISI
Ben acıyım. Yani senin hazan düşen yüzün. Umarsız
Boyun bazan. Bazan ağzın, gölgeli gözlerin
Yani çocukluğun. Bursa'da bir sokak yani
(Bursa'yı hiç görmemişim gibi gelir bana)
Bir akşam yaktığın mum sonra bir kilisede
Daha hiç bilmediği bir yüz için ölümün
Zaman ki senden başka nedir
Ve hep bir yüz dönüşür bende
Bir yüze
Hem geceyi, hem tanyerlerini taşır kendinde
Ben ki bir yıkıntınım senin, senin büyüttüğün
Acının el yazısında
--------------------------------------------------------------------------------
SİZ
Size baktım. Sesin eski ve yalnız
Sizi soyuyorum. Büyük ağzınız.
Gözlerinizi alıyorum. Gözle-
riniz Ortaçağ. Kocaman ve ıssız.
Alıp ellerini beyaz diyorum
Beyaz çıplak etin, oralarınız.
Oralarınızı açıyorum. Gök-
yüzü, ağaçlar gibi kokuyorsunuz.
Uzanıp sesinizi alıyorum
Sesiniz! İstanbul. Elgin. Sonrasız.
Dik bir suru çıkıyoruz. Bir attan
iniyorum. Beyazım. Beyazsınız.
Sunu
Sonra ben bütün gün dolaştım durdum
Bu gazeli yazdım belki duydunuz
1918 yilinda Manisa’da dogdu. Balikesir Necatibey Ilkögretmen Okulu’nu ve Ankara Gazi Egitim Enstitüsü Fransizca Bölümü’nü bitirdi. Bir süre ögretmenlik yapti (1945-55). Ankara’da Ziraat Bankasi Yayin Bürosu’nda çevirmen olarak çalisti (1956-1969) ve emekliye ayrildi. Kendini siire ve yazilari verdi. Baslangicindan bugüne, yazdigi siirlerle hep "günümüzün en ilginç ve en genç" sairlerinden biridir. Ilk yazilari, ilk siir kitabi Günesi Yakanlarin Selami (1935)’ni da yayimlayan Manisa Halkevi Dergisi’nde çikti. Destansi yönünün agir bastigi, adeta bir Türk Walt Whitman’i olarak adlandirildigi dönemde Istanbul 1939-47 (1947), Günaydin Yeryüzü (1952), Türkiye Sarkisi (1953) ve Köroglu (1955)’nu yayimlamisti. Sonrasi, Ikinci Yeni’den eski siirimize, kendi Atlasi’ni kurmaktan düzyazi siirlere, aforizmalarindan harfleri, nesneleri ve semtleri sevmeye dek genisleyen çok kollu bir siir irmagi.
KEÇİYOLU
Bomboş oturdum rüzgarı dinledim
(yay burcundan dönen). Irmağın
dediklerine geçtim sonra.
Geçip gidiyordum beni görmüyordu
ot yüklü bir akşam, yarım bir
ay.
Arkamdan başını kaldırıp
bakmıştı yol.
(dikenler, gri otlar)
Kocamış bir suyum ben. Bana
ormanın sesini anlat. Sesini
çayırların.
Sessizlik. Hep bu sessizlik.
Keçiyoluna çıkarın beni.
Burda ölemem.
--------------------------------------------------------------------------------
BAKMAK AŞKTIR
Kal böyle aşkım, kal böyle
Ve yalnız
Bana bak.
Bakmak aşktır.
'Soyundum işte sana yol olsun diye.'
Böyle çıplak böyle et ete
Bırak gezinsin üstünde soluğum.
Saydamdır aşk, o naif şeytan
Gözlerin, çıplak memelerin, dudakların
Böyle işte böyle gel gir yatağıma.
Ve öp sonra da
Durmadan bir daha , bir daha öp beni
Böyle uzun bir yolculuk ister aşk.
Ve çek sonra da, daha bir kendine beni
Çek ki
Bileyim benim olduğunu.
Böyle işte böyle kasık kasığa.
--------------------------------------------------------------------------------
NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM
NE BÖYLE AYRILIKLAR
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.
--------------------------------------------------------------------------------
ACININ EL YAZISI
Ben acıyım. Yani senin hazan düşen yüzün. Umarsız
Boyun bazan. Bazan ağzın, gölgeli gözlerin
Yani çocukluğun. Bursa'da bir sokak yani
(Bursa'yı hiç görmemişim gibi gelir bana)
Bir akşam yaktığın mum sonra bir kilisede
Daha hiç bilmediği bir yüz için ölümün
Zaman ki senden başka nedir
Ve hep bir yüz dönüşür bende
Bir yüze
Hem geceyi, hem tanyerlerini taşır kendinde
Ben ki bir yıkıntınım senin, senin büyüttüğün
Acının el yazısında
--------------------------------------------------------------------------------
SİZ
Size baktım. Sesin eski ve yalnız
Sizi soyuyorum. Büyük ağzınız.
Gözlerinizi alıyorum. Gözle-
riniz Ortaçağ. Kocaman ve ıssız.
Alıp ellerini beyaz diyorum
Beyaz çıplak etin, oralarınız.
Oralarınızı açıyorum. Gök-
yüzü, ağaçlar gibi kokuyorsunuz.
Uzanıp sesinizi alıyorum
Sesiniz! İstanbul. Elgin. Sonrasız.
Dik bir suru çıkıyoruz. Bir attan
iniyorum. Beyazım. Beyazsınız.
Sunu
Sonra ben bütün gün dolaştım durdum
Bu gazeli yazdım belki duydunuz
Similar topics
» ATİLLA İLHAN hayatı ve şiirleri
» ARİF DAMAR hayatı ve şiirleri
» CAN YÜCEL hayatı ve şiirleri
» ECE AYHAN hayatı ve şiirleri
» ALİ YÜCE hayatı ve şiirleri
» ARİF DAMAR hayatı ve şiirleri
» CAN YÜCEL hayatı ve şiirleri
» ECE AYHAN hayatı ve şiirleri
» ALİ YÜCE hayatı ve şiirleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz